16 Eylül 2013 Pazartesi

Constructive Triangle

Memleketten döneli 10 gün falan oldu. Ama hava değişimi mi yoksa kalabalık bir ortamdan çıkıp oğlumla ve eşimle başbaşa kalmanın verdiği boşluktan mıdır bilmiyorum ama keyifsizlik vardı üstümde 2-3 gün öncesine kadar. Şükür şimdi biraz daha iyiyim.

Bu zaman zarfında önceden hazırladığım ve boyanmayı bekleyen malzemeler vardı onları boyadım. Ve kullanıma hazır hale getirdim. İstediğim kadar iyi olmadı ama idare eder şimdilik. Constructive triangle ( yaratıcı üçgenler ) setini ve geometrik kabini ( geometric cabinet ) boyadım alladım pulladım oğlumun kullanımına sundum. Geometrik kabin neyse de constructive triangle seti oğlum için biraz zor oldu. Neyi nasıl yapması gerektiğini anlamıyor. Ya da ben anlatamıyorum bilemeyeceğim :) Zaten yaş aralığı uygun değil. İnternetten araştırdığım kadarıyla 4-5 yaş çocuklar içinmiş. Zaten bu materyalleri hazırlarken uzun vadeli düşündüm. Elinin altında hazır bir şekilde dursun vakti zamanı geldiğinde ilgilenir oynar nasıl olsa diye düşündüm.

Her bir setin amacı üç aşağı beş yukarı aynı. Geometrik şekilleri algılama, farklı üçgenlerden bilinen başka şekiller oluşturma, değişimi gözlemleme ve yaratıcılığı geliştirme gibi özellikleri varmış.





Bu dikdörtgen kutu. Maviler ayrı bir set aslında ama ben hepsini aynı kutu içine koydum. Direk amacı bütün düzlem şekillerin üçgenlerden oluştuğunu göstermekmiş.  Farklı farklı üçgenler bir araya gelerek kare, dikdörtgen, yamuk vs. gibi dörtgen şekiller oluşuyor. Mavilerin en önemli farkı siyah çizgileri olmadığı için hata kontrolünün olmaması





Bu da küçük altıgen kutu. Birçok eşkenar üçgen var bu setin içinde. eşkenar üçgenlerle paralelkenar, yamuk, altıgen gibi şekiller oluşturuluyor. Onun haricinde ikizkenar üçgenler de var.





Büyük altıgen kutuda da farklı üçgenler bir araya gelerek altıgen ve dörtgenler oluşturuluyor.





Üçgen kutuyu daha önce boyamış ve paylaşmıştım. Burada sanırım biraz parça bütün ilişkisi anlatılıyor.

23 Temmuz 2013 Salı

Oğlumla Pratik Yaşama Giriş

Montessori kavramı ile tanıştıktan sonra ilk farkına vardığım şey sanırım oğlumu pratik hayata hiç hazırlamadığımdı. Yemek yaparken, ev temizlerken, üstünü giyindirirken, banyoda elini yüzünü yıkarken vs... Tam olarak alışamadığımdan dalgınlıkla atladıklarım oluyor ama onun haricinde onun yapabileceği ya da en azından yapmaya çalışacağı şeyleri onun yapmasına müsaade ediyorum. Ediyorum etmesine ama dediğim gibi bünyem alışık olmadığından çok fazla müdahale ediyorum. Zamanla bunu da aşarım umarım.

Oğlumu hayatıma daha çok dahil etmeye başlayalı farkettim ki aslında ne kadar da çok şeyi becerebiliyormuş. Haşlanmış yumurtasını soyuyor, kahvaltı masasını hazırlıyor. krebinin yumurtasını kırıyor. Hatta krebini kendi pişiriyor. Yavrum yaa elini bile yakmışlığı var krep pişirirken. Ama şimdi akıllandım. Pişmiş krepleri ayrı bir tavaya koyuyorum hadi sen pişir diyorum eline de tahta kaşığı veriyorum. Nasıl zevk alıyor anlatamam.

Daha bitmedi. Poğaça, kurabiye hamurlarını yoğuruyor. Ama yanından bir an ayrılsam hamurları parça parça her yerde görebiliyorum. Hamurlu elleriyle koştura koştura peşimden gelince... Peşimden gelmese de halıya hamurdan desen yapma denemeleri yapıyor. Sanırım bunu bilinçli yapıyor. Kızma eşiğimi ölçmek için :)

Yemeye çalıştığı sabunlar kısmını atlarsak banyoda elini yüzünü yıkaması ve bütün bunları yapmasına yapamamasına şahit olmam...

Ve daha aklıma gelmeyen bir sürü şey...

En büyük zevkim minicik elleriyle birşeyleri yapmasını izlemek. Ne kadar hata etmişim onu ve kendimi bu zevklerden mahrum bırakarak...

Onu eğitmeye çalıştığımı düşünürken kendimi eğittiğimi farkediyorum. Önceleri parmak boyaya bile tahammül edemezken şimdi heryeri un ile batırmasına bile ses çıkarmıyorsam, su ile oynarken tüm üstünü ıslatmasını görmezden geliyorsam, banyoda ellerini yıkarken işin içine saçlarını da katıp ufak çapta banyo yapmasına ben de eşlik ediyorsam sanırım onunla birlikte ben de büyüyorum. Sabretmeyi, sakin kalabilmeyi ve "her sorunun nasılsa bir çözümü vardır" diyebilmeyi öğreniyorum. Çok değiştim oğlum hayatıma gireli. Sırf bu sebeplerden dolayı bile onun için ne yapsam azdır.

Uyanık olduğu zamanlarda çoğu zaman birebir ilgilenmeye çalışıyorum. Uyuduğu zamanlarda da onun için bir şeyler yapmaya... Eşim rahatsız oluyor gerçi bu durumdan "Kendin için hiçbir şey yapmıyorsun " diye. Ama ben mutluyum tüm zamanımı onunla doldurmaktan...

Kıl testere makinesi ile de hep akşamları uyurken uğraşıyorum. Bu yüzden ev işlerini de bu sıralar çok ihmal ettim. Çok gerekli olanlar hariç pek ev işi de yapmıyorum. Bu konuda da eşim bana sabrettiği, tahammül edebildiği için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Hatta yorulduğumu düşündüğü için yardım bile ediyor. Bana bu kadar destek olduğu için onun hakkını sanırım hiçbir zaman ödeyemem.

Bilgisayarın başına oturduğumda aslında yazmayı planladığım başka şeyler vardı. Mesela geometri kabininin (geometric cabinet) kesimini bitirdiğimi yazacaktım. Bir tek boyaması kaldı diyecek fotoğrafını ekleyecektim. Geometri kabini ile neler yapılabileceğini anlatacaktım dilim döndüğünce... Nerden nereye geldim. İki gün sonra memlekete gidiyoruz. Constructive triangle ve geometrik kabinin boyamalarını orada boş kaldıkça yapacağım. Boyamaları bittikten sonra eklerim artık fotoğraflarını zaten şu an pek bir şeye benmemiyor bitmemiş hali.


12 Temmuz 2013 Cuma

Montessoriye başlangıç

Oğlumla güzel ve dolu dolu vakit geçirmek istiyordum. Bu nedenle hep okul öncesi öğretmenlerinin forumlarını yada facebook gruplarını takip ediyordum ama henüz küçük olduğu için ona uygun aktivite bulamıyordum. Kağıtla yada kartonla taşıtlar, hayvanlar falan yapmaya çalışıyordum. Yaptıklarım hemen anında önce kırıştırılıp sonra yırtılıyordu. Zaten elime makası yada yapıştırıcıyı alıp onunla kesmem, yapıştırmam mümkün olmuyordu.

O sıralar yeni yaşına girmişti. Şimdi 21 aylık ama durum eskisinden çok da farklı değil.
Oğlumla neler yapabilirim diye bir araştırma içindeyken montessori kavramına rastladım. Henüz hala tam olarak ne olduğunu bilemesemde girdiğim gruplarda oğlumla yapabileceğim çok güzel aktiviteler buldum. Yalnız fotoğraf konusunda biraz tembelim galiba. Yaptıklarımı fotoğraflamıyorum. Ve buraya yazana kadar ne kadar büyük bir eksiklik olduğunu farketmemiştim.

Zaten çoğu aktiviteye ilgisi yok. Bakıyor yapamayınca hemen sıkılıp bırakıyor. Bana da ilgisini çekecek başka şeyler bulmak düşüyor.

Ahşaptan yaptığım puzzle tarzı şeyleri çok seviyor. Hep o tür şeyler yapmak istiyorum aslında ama puzzle işini şimdilik askıya aldım.

Montessori materyallerini incelerken hem yapabileceğim hem de oğlumun ilgisini çekecek tarz şeylere daha çok yoğunlaşıyorum. Geometri kabini var mesela... Gene puzzle tarzında ve bir çok geometrik şekli barındırıyor. Hem büyük küçük kavramını öğrenmesi hem de geometrik şekilleri öğrenmesi açısından yapmayı çok istiyorum. Ama geometri kabinini yapmayı düşünürken constructive triangle yaparken buldum kendimi.

İnternetten çıktılarını aldım yapıştırdım kontrplağın üstüne ve başladım kesmeye. Düşündüğümden daha zor ve uzun sürdü kesmesi. Her bir setin kutusunu da yapmaya kalkınca epey bir uğraştım. Şükür kesimleri bitirdim. Ama sadece üçgenlerin boyamasını yaptım şimdilik. Yaklaşık bir hafta sonra memlekete gideceğiz. Orada boş kaldıkça boyarım burada vakit kaybetmeyim dedim :) 




 Her seferinde sabırsız davranıyorum ve boyamalarım çok bozuk oluyor. Diğerlerini daha düzgün boyamayı umuyorum.:D


 Yalnız bir sorunum daha var. Ben oğlumdan daha çok oynuyorum. Kendim yaptığım için midir bilmiyorum ama çok zevkli bunlarla oynaması yaa :)

                                                                                                
        

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Masa Sandalye

Kıl testere makinesini kullanmaya başlayalı henüz 1 ay bile olmadı. Ona rağmen umduğumdan daha iyi kesiyormuşum yaa. Ben bile şaşırdım vallahi :) Kardeşim için minyatür masa sandalye yapmak istiyordum. İnternette biraz gezindim ne tarz birşey yapayım diye. Bir model buldum sandalye için onu kestim birleştirdim. Vay anasını yaa dedim. Çünkü kendim bile bu kadar güzel kesebileceğimi düşünmemiştim. Aynısından bir sandalye daha kestim. Ve bir masa...


Veee sonunda


Bu masa sandalye takımını yaptıktan sonra kendime daha bir güvenmeye başladım. Bu kadarını ummuyordum çünkü. Kendimi geliştirince yapmayı düşündüğüm başka şeyler vardı. Bakalım yavaş yavaş onlara sıra geliyor sanırım. :)

30 Haziran 2013 Pazar

Neredeyse iki hafta geçmiş bloğuma ilk yazı yazdığımdan beri. Ağaç sorununu kısmen çözdük sayılır ama şimdilik kayın kullanmaktan vazgeçtik. Kontrplak kullanıyorum. Puzzle tarzı şeyleri yaparken kontrplak kullanması daha pratik geliyor ve de aynı zamanda bulması kayına göre çok kolay. Gerçi bir yerden kayın bulduk ve denemek amacıyla marangozun elinde kullanmadığı bir parçayı kestirdik aldık. Ama elimde uygun bıçak olmadığı için henüz kullanamadım. Tahta biraz kalın olduğu için... Şipariş verdik sanırım yarın elimizde olur. İlk fırsatta deneyeceğim kayın kesmeyi.

Gündüzleri pek zamanım olmuyor oğlumla uğraştığım için. Ancak akşamları yatınca kesiyorum, boyuyorum, birşeye benzetmeye çalışıyorum tahtaları. Makine biraz sesli çalıştığı için geç saatlerde de kullanamayınca çok kısıtlı bir zaman kalıyor geriye. Olsun buna da şükür:)

Gelelim bu süre zarfında yaptıklarıma. Hala çok düzgün kesmeyi beceremiyorum ve amatörlükten kurtulamadım. Hem oğlum oynasın hem de elim alışsın diye puzzle şeklinde rakamlar ve harfler yaptım.




Tabi ilk başladığım güne göre gelişme var. Köşeleri daha rahat dönüyorum. Ama yuvarlak gibi şeyler keseceğim zaman zorlanıyorum parçayı döndürme hızımı ayarlayamıyorum tam daire kesmeyi beceremiyorum. Biraz zımparalayarak düzeltmeye çalışıyorum ama çok yamuk olunca kesimler bu sefer de şekil çok küçülüyor. Neyse zamanla bu sorunu da aşarım sanırım. Boş kaldığım bütün zamanlarda ya makine başındayım yada kestiklerimi zımparalayıp boyuyor oluyorum.

Son olarak bir de parça bütün daire ve kare kestim gene puzzle şeklinde.


Farkettim de sadece puzzle yapmışım. Ama oğlum da hiç bir oyuncakla oynamadığı kadar çok oynuyor bunlarla. O sevince ben de hep böyle şeyler yapmak istiyorum. Yalnız bir sorun yaşıyoruz takmaya çalışıp takamayınca hırslanıp ağlıyor :D




Şimdi sırada yapmak istediğim şey kardeşim için küçük masa sandalye...
Minyatür şeyleri çok seviyor ve sürpriz yapmayı istiyorum. Umarım becerebilirim ve çok sever :)

18 Haziran 2013 Salı

Eskiye nazaran çocuklarımızın şanslı olduğunu düşünüyoruz oyuncak konusunda. Peki gerçekten öyle mi...  Bizlerin yada annelerimizin çocukluğunda oyuncak alınmazdı. Belki pahalıydı oyuncaklar belki yokluk vardı bilmiyorum. Ama illaki oynadığımız birşeyler vardı. Belki bir tahta parçası belki sokaktan topladığımız taşlar, topraklar.. Elimize bir kalem alıp parmaklarımıza kaş göz çizince al sana bebek. Hem de tam 10 tane.
Benim oynamayı en sevdiğim şey parmaklarımdı. Evcilik oynardım 10larla. Hepsinin farklı karakterleri, isimleri vardı. Ve şuan düşününce bilgisayardan aldığım zevkten daha fazlasını alıyordum.
Dayım anlatırdı. Odun parçasını alıp at gibi saatlerce oynadığını, cevizle oynamaktan nasıl zevk aldığını...
5 taş oynardık. Tornet yapıp kayan abilere hayran hayran bakardık.
Şimdi çocuklar gerçekten şanslı. Sayılamayacak kadar çok oyuncakları var. Ama ne kadar sağlıklı. Hemen hepsi Çin malı. Nasıl bir plastik, nasıl bir boya kullanılıyor. Belki zehir saçıyor farkına bile varamıyoruz. E sağlıklı oyuncaklar yok mu? Olmaz mı organik oyuncaklar, tahtadan yapılmış, sağlıklı boyalarla boyanmış, ya da hiç boyanmamış... Var ama fiyatlarına bakınca onlardan bir tane bile alırken bir kaç kez düşünüyoruz. Çocuklarımız oyuncağa o kadar doymuş ki çok kısa süre oynayacağı belki de hiç oynamayacağı bir oyuncağa o kadar para vermek insanı düşündürüyor. Ama şüphesiz çocuğu için de hep en iyisi olsun istiyor insan.
Böyle düşünürken çocuğu için ahşap oyuncaklar yapan biriyle tanıştım. Biraz konuştuk. Sonra ahşap oyuncak yapım videolarını izledim çok heveslendim. Ben de malzemesini alsam ve çocuğumun oyuncaklarını kendim yapsam. Hem de gördüğüm ve şu oyuncak güzel ama keşke şunu da olsaydı dediğim özellikleri de ekleyerek. Tamamen doğal, sağlılı ve en önemlisi kendimin yapmış olması.
Bu hevesle bir kıl testere makinesi aldım. Matkabımız vardı. Bir süre idare eder. Her şeyi yapamasam da bazı oyuncakları yapabileceğimi düşündüm.



 İlk kestiğim şey... MDF den balık



 Bu da ikinci denemem bir köpek





 Bu da şimdiye kadar yaptığım en güzel oyuncak... Trenim :)


 Düşündüm düşünmesine ama hiç ummadığım bir sorunla karşılaştım bu sefer. Odunu nereden nasıl bulacağım, ne tür bir odun alacağım. Biraz araştırdım kayın oyuncak yapmak için hem işlemek açısından hem de sağlık açısından en ideal odunmuş. Ama yakın çevremizde sorduğumuz hiç bir marangozda kayın bulamadık.



E daha kayın bulacağız da istediğimiz incelikte dilimlettireceğiz de... Nasıl olacak bilmiyorum ama en azından hevesimizi alalım ve de biraz elimiz makineye biraz alışsın diye kontrplak aldık. Ha öncesinde kontrplak bile bulamadık sırf denemek için kaplamalı mdf aldık. Bir iki ufak tefek şey kestikten sonra  kontrplağa geçtik. Bir tane tren yaptım kontrplakla. Sonra boyadım. Ama boya alırken fırça almak aklımıza gelmemiş elimle çok acemice boyadım. Hoş treni de elimle çizdim kesmeden önce. Çok birşeye benzemedi ama oğlum umduğumdan daha çok sevdi. Daha aklımda bir sürü şey var yapmak istediğim bakalım yavaş yavaş olacak... Bir de istediğim gibi kayın bulabilsem.