23 Temmuz 2013 Salı

Oğlumla Pratik Yaşama Giriş

Montessori kavramı ile tanıştıktan sonra ilk farkına vardığım şey sanırım oğlumu pratik hayata hiç hazırlamadığımdı. Yemek yaparken, ev temizlerken, üstünü giyindirirken, banyoda elini yüzünü yıkarken vs... Tam olarak alışamadığımdan dalgınlıkla atladıklarım oluyor ama onun haricinde onun yapabileceği ya da en azından yapmaya çalışacağı şeyleri onun yapmasına müsaade ediyorum. Ediyorum etmesine ama dediğim gibi bünyem alışık olmadığından çok fazla müdahale ediyorum. Zamanla bunu da aşarım umarım.

Oğlumu hayatıma daha çok dahil etmeye başlayalı farkettim ki aslında ne kadar da çok şeyi becerebiliyormuş. Haşlanmış yumurtasını soyuyor, kahvaltı masasını hazırlıyor. krebinin yumurtasını kırıyor. Hatta krebini kendi pişiriyor. Yavrum yaa elini bile yakmışlığı var krep pişirirken. Ama şimdi akıllandım. Pişmiş krepleri ayrı bir tavaya koyuyorum hadi sen pişir diyorum eline de tahta kaşığı veriyorum. Nasıl zevk alıyor anlatamam.

Daha bitmedi. Poğaça, kurabiye hamurlarını yoğuruyor. Ama yanından bir an ayrılsam hamurları parça parça her yerde görebiliyorum. Hamurlu elleriyle koştura koştura peşimden gelince... Peşimden gelmese de halıya hamurdan desen yapma denemeleri yapıyor. Sanırım bunu bilinçli yapıyor. Kızma eşiğimi ölçmek için :)

Yemeye çalıştığı sabunlar kısmını atlarsak banyoda elini yüzünü yıkaması ve bütün bunları yapmasına yapamamasına şahit olmam...

Ve daha aklıma gelmeyen bir sürü şey...

En büyük zevkim minicik elleriyle birşeyleri yapmasını izlemek. Ne kadar hata etmişim onu ve kendimi bu zevklerden mahrum bırakarak...

Onu eğitmeye çalıştığımı düşünürken kendimi eğittiğimi farkediyorum. Önceleri parmak boyaya bile tahammül edemezken şimdi heryeri un ile batırmasına bile ses çıkarmıyorsam, su ile oynarken tüm üstünü ıslatmasını görmezden geliyorsam, banyoda ellerini yıkarken işin içine saçlarını da katıp ufak çapta banyo yapmasına ben de eşlik ediyorsam sanırım onunla birlikte ben de büyüyorum. Sabretmeyi, sakin kalabilmeyi ve "her sorunun nasılsa bir çözümü vardır" diyebilmeyi öğreniyorum. Çok değiştim oğlum hayatıma gireli. Sırf bu sebeplerden dolayı bile onun için ne yapsam azdır.

Uyanık olduğu zamanlarda çoğu zaman birebir ilgilenmeye çalışıyorum. Uyuduğu zamanlarda da onun için bir şeyler yapmaya... Eşim rahatsız oluyor gerçi bu durumdan "Kendin için hiçbir şey yapmıyorsun " diye. Ama ben mutluyum tüm zamanımı onunla doldurmaktan...

Kıl testere makinesi ile de hep akşamları uyurken uğraşıyorum. Bu yüzden ev işlerini de bu sıralar çok ihmal ettim. Çok gerekli olanlar hariç pek ev işi de yapmıyorum. Bu konuda da eşim bana sabrettiği, tahammül edebildiği için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Hatta yorulduğumu düşündüğü için yardım bile ediyor. Bana bu kadar destek olduğu için onun hakkını sanırım hiçbir zaman ödeyemem.

Bilgisayarın başına oturduğumda aslında yazmayı planladığım başka şeyler vardı. Mesela geometri kabininin (geometric cabinet) kesimini bitirdiğimi yazacaktım. Bir tek boyaması kaldı diyecek fotoğrafını ekleyecektim. Geometri kabini ile neler yapılabileceğini anlatacaktım dilim döndüğünce... Nerden nereye geldim. İki gün sonra memlekete gidiyoruz. Constructive triangle ve geometrik kabinin boyamalarını orada boş kaldıkça yapacağım. Boyamaları bittikten sonra eklerim artık fotoğraflarını zaten şu an pek bir şeye benmemiyor bitmemiş hali.


1 yorum:

  1. merhaba, elinize saglik, cok guzel olmuslar. bende ogluma yaratici ucgenleri yapmaya karar verdim ama net bir olcu, adet ve kutu ebatlarinin bilgisine ulasamadim. eger hala olcu, adet, kutu ebat bilgileri duruyorsa paylasabilir misiniz?

    YanıtlaSil